Dişlerimizi Neden Çektirmek Zorunda Kalırız ?
Dişlerimiz bedenimizin bir parçasıdır. Normal şartlar altında tıbbi bir gereklilik yoksa, vücudumuzun vazgeçilmez parçaları olduklarından çekilmeleri kesinlikle uygun değildir. En doğru tedavi, kişinin kendi dişinin mümkün olduğunca ağızda tutulmasına yönelik yapılandır.
Ancak bazı durumlar dişlerin çekilmesini mecburi hale getirmektedir. Büyük miktarda çürük veya tedavi edilemeyecek kadar madde kaybının olduğu durumlar, ortodontik tedavi görecek kişilerin, dişlerinin düzdün olarak sıralanabilmesi için yer ihtiyacının olduğu durumlar, dişlerde çürük nedeniyle oluşan enfeksiyon, kanal tedavisi ile tedavi edildiği halde iyileştirilemiyorsa, ilerlemiş dişeti hastalığı sebebiyle oluşan kemik yıkımı sonucunda, dişlerdeki sallanma artmış ve dişeti tedavisine cevap veremeyecek boyuttaysa, normal diş sayısından fazla sayıda diş varsa ve bunlar dişlerin dizilişlerini bozuyorsa, ağızda doğru şekilde sürmemiş ya da pozisyonu gereği sürmesi imkansız olan dişlerse, ağız içinde meydana gelebilecek tümoral bir oluşuma ya da kiste komşu dişlerse, organ nakli yapılacak kişilerin ağızlarında riskli dişlerin bırakılmaması gerekliliği nedeniyle, travma sebebiyle kırılan dişlerin tedavi edilemeyecek kadar derin bir noktadan kırılmaları durumunda, zamanında sürmeyen ve alttan daimi dişin sürmesini engelleyen süt dişleriyse, bazı durumlarda ise seri çekim yapılarak çocukların ortodontik tedaviye gereksinimleri kalmadan dişlerinin doğru şekilde sürmeleri sağlanabilecekse dişlerin çekilmesi tercih edilmektedir.
Diş çekimi, diş kliniklerine başvuran hastaların büyük çoğunluğunun en korktuğu işlemlerin başında gelmektedir. Genellikle daha önce başından kötü bir diş çekimi hikayesi geçmiş olan kişilerden dinlenilen olumsuz tecrübeler bu korkulan arttırmaktadır. Günümüzde diş hekimliğinde kullanılan alet ve tekniklerdeki gelişmeler, lokal anesteziklerin güçlenmesi ile diş çekimi esnasında ağn ve tedirginlik yaşamamızı neredeyse imkansız hale getirmektedir Enfeksiyon nedeniyle diş çekimi yapılacaksa, öncesinde kullanılacak antibiyotik, işlemin hasta için çok daha konforlu bir hale gelmesini sağlayacaktır. Verilen tamponların en az yarım saat yara bölgesine hafifçe bastırılarak kullanılması, iki saat boyunca yemek yenilmemesi ve bir şey içilmemesi gerekmektedir. Sigara ve alkol kullanılmamalıdır. Doktorun önereceği bir ağrı kesici kullanılması (aspirin ve benzeri ilaçlar kesinlikle çekim öncesinde ve sonrasında kanamaya neden olacağından kullanılmamalıdır) operasyon sonrası ağrı duyulmasını da oldukça azaltacaktır. Bölgenin temiz tutulması, ertesi gün tuzlu su (bir bardak suya yarım çay kaşığı tuz) ile veya önerilecek olan bir gargara ile çalkalanması, yaranın iyileşmesi sürecine olumlu katkıda bulunacaktır Çekim sonrasında tükürülmemesi, su ile çalkalama yapılmaması, dil ile çekim bölgesinin kurcalanmaması ve negatif basınç yapılarak emilmemesi önemlidir. Eğer çekim zor olmuşsa, bölgeye buz uygulanması, yüzün şişmesini azaltacak; uzun sürecek kanama, şişlik ve ağrı durumunda doktorun haberdar edilmesi yerinde olacaktır. Yemek yenilmeye en az iki saat sonra başlanmalı ve ılık şeyler tercih edilmeli, çekim bölgesine sert bir şeylerin temas etmesi engellenmelidir.
Tıbbi müdahalelerin tamamı hasta için birtakım sıkıntıları beraberinde getirecektir Her konuda olduğu gibi burada da güven üzerine, doğru kurulmuş hasta – hekim iletişimi süreci kolaylaştıracak ve tedavinin doğru ilerlemesini sağlayacaktır.